DJ_ONUR********HOŞGELDİNİZ.
SİTE SAHIBI DJ_ONUR  
  İSTEYE GIRIŞ
  ZİYARETCI DEFTERI
  SILAYT FOTO
  ONURFM CANLI DINLE
  KAYIT UYE OL
  UYE OL MUTLU OL
  YARDIM DERNEKLERİ
  İSLAM VE BİZ
  RESIMLERIMIZ
  SİTE GİRİŞ İNTRO
  İL İLCE YEREL HABER
  youtube
  İDEAL MESLEYINIZ
  ANKET YAP
  SPOR CANLI
  VİDEO İZLE SUPER
  OYUN MERKEZİ
  DUYURULARIMIZ
  Osmanlıda giyinim
  BURSA
  YEMEK TARIFLERİ - SON YENİLİKLER
  DJ_ONUR
  GAZETELER
  MP3 ODASI
  HABER MERKEZİ
  TIKLA GİRİŞ YAP
  KISISEL GUNCEL SAYAC
  UYE OL MUTLU OL
  2008 RESIMLERIM
  AŞKIMIN DUNYASI
  DERIN SEVDA
  KARA DENIZDEN AŞK
  Yeni Download Populer
  SIRLAR DUNYASI
  BIR HAYAT BİR HİKAYE
  SÜRÜCÜLER (DRIVERS
  SOHBET ODASI
  SİTENE TC KİMLİK
  PROGRAM KATEGORİLER
  SAYIMIZ FARKIMIZ
  Ülkelerin Tanıtımı
  Tarihte Bugün
  Telefon Şakaları
  Kayan Popüler Videolar
  Değişen Resimler
  ÖNEMLI DUYURU
  TV SOHBETI YAPABILIRSINIZ HEM TV IZLEYIN
  RÜYA TABİRleri
  İSİMLER VE ANLAMLARI
  KENDİ RADYONU KUR DJ OL
  GAZETE YAZARLARI
  KOMEDI BULMO
  BİR HİKAYE
  İLK MEKTUP
  Azerbaycan'ın Tanıtımını
  Tv Rlevizyon Hakkında Bilgi Tarihi Nedir
  OSMANLI Hakkında Bilgi Nedir Kimdir
  Fatih Sultan Mehmed (II. Mehmed)
  Mynet Nedir Hakkında Bilgi
  MSN Mesenger Hakkında Bilgi Tarihi Nedir
  Cem Uzan Hakkında Bilgi Kimdir
  Microsoft Hakkında Bilgi Tarihi Nedir
  Google Google Hakkında Bilgi Google Tarihi
  Müslüman virüs pornoyla savaşıyor!!!
  İkizler kendilerine özgü dil geliştirdi
  Dünyanın en pahalı 10 şehri
  Nükleer Silahlı Ülkelerin Sıralandırılması
  başörtüsü
  BAŞKA BIR DUNYA
  ŞARKI SÖLZERİ
  efektli gul
  pencere gif
  online bilgi
  DOGA GIFLERİ
  DİNİ GİFLER
  CİCEK RESİMLERİ
  DOST SİTELER
  Sigaranın faydaları süper
  AŞK OLCER
  SUPER ŞİİR OKU
  İDAA VE SON MACLAR
  SUPER ŞİİR
  gulsum şiir
  Ben Senin ugruna ölürüm
  MARALIM SIIR
  GuZéL DiYé SéVénin
  SUPER SÖZLER BUNAR
  Sapka kanunun getirdikleri
  Söze Köz Düşürdüler
  KOKU
  Hücremde sessizlik
  DJ HULYA DJ DERYA DJ Rachael Star
  s
  ORNEK
KOKU



DJ_ONUR
KOKU


Şehre uzun süredir kimsenin nereden geldiğini ve neden kaynaklandığını bilemediği ağır bir koku yayılmaya başlamıştı. Önce burunlara çekilen bu koku daha sonra beyinleri uyuşturdu. İnsanlık var olduğundan beri bütün leş kokuları toplanıp şehrin üstüne üfürülüyor gibiydi. Bu koku diğer bütün kokuları imha etmişti. Şehir her geçen gün daha da korkunç kokmaya başlayınca bu kokuyu duyumsayanlar kafasını duvarlara vuruyor, çığlıklar atıp bütün kıyafetlerini parçalıyordu. Şehir bir balon gibi şişmiş, patlamak için son üflemeyi bekliyor gibiydi. Herkes evine çekilmiş, pencereler bir daha açılmamak üzere kapanmıştı. İnsanlar sokağa sadece işe gitmek için çıkıyor, sokaktaki kokuyu soluyanların bütün bedenleri kokmaya ve çürümeye başlıyordu. Zamanla nefesler aynı şekilde kokuverince, kimin ağız kokusunun daha kötü olduğu anlaşılmaz bir hal aldı. Şehirde konuşmalar yasaklandı. Şehirdeki insanlar sağır ve dilsizler gibi el kol hareketleriyle anlaşmaya çalışıyor, haber bültenleri alt yazılı olarak veriliyordu. Bu kokuyu soluyan çocuklar şehri dayanılmaz bir çığlığa boğuyor ve alınan önlemlerin hiçbiri çocukların ağlamalarına engel olamıyordu. Bu kokuyu henüz solumamış hamile kadınlar karantinaya alındı. Doğurdukları çocuklar şehirle tüm ilişkilerin kesildiği özel bir yerde büyütülmeye başlandı.


Eller, sevgililerin, çocukların, anne-babaların avuçlarını bırakıp burunları kapamaya başladığından, bütün dokunuşların, okşamaların, sevişmelerin nesli tükenmeyle yüz yüze kaldı. Bu da yetmeyince devlet yetkilileri tarafından acilen oksijen tüpleri taşınması aksi durumda herkesin yaşamını yitirebileceği belirtildi. En çok oksijen tüpü olan yaşamda en fazla nefes soluyacak olan demekti. O güne kadar yapılan bütün birikimler nefes almanın tek seçeneği olan oksijen tüpüne yatırıldı. Herkes sırtında taşıdıkları oksijen tüpleriyle çürükler içinde iki büklüm yaşamaya başladı. Yalnızca çocuklar ve yaşlılar bu tüpleri taşıyamadıkları için evlerde solunuma bağlanıp, yaşamları devam ettirildi ama birçoğu bu yapay solunuma dayanamayıp öldü. Okullar, parklar ve bahçeler uzun süre göremediği sevgilisinin yüzünü sesini gülüşünü unutan sevdalı gibi çocuk seslerini çoktan unutmuş, çaresizce bekliyorlardı. Bu bekleme, yüzlerindeki çizgileri-çatlakları çoğaltmış, ellerindeki damarları sertleştirip yapraksız dallara dönüştürmüş, bir yerlere tutunarak yürüyüp her an yıkılmayı bekleyen ama yollara-uzaklara bakmaktan vazgeçmeyen yaşlılara benzetmişti onları.


Yol kenarlarında, bahçelerde, parklarda bulunan ağaçların yaprakları griye dönüştü. Çiçekler kokulu nefeslerini üflemekten yorulunca yerlere yığıldılar. Sokaklar cesetlerle dolup taştı. Soluk almayı sürdürenler, ölenlerin ardından oksijen tüplerini yağmalamaya başladı, bu kargaşa sırasında da birçok kişi yaşamını yitirdi. Çıkan olaylardan sonra çok acil durumlar dışında sokağa çıkma yasağı ilan edilince, şehir ahalisi akvaryumu andıran evlerinin dışarıya açılan penceresine alınlarını dayayıp umutsuzca beklemeye koyuldu. Evlere dağıtılan oksijen tüpleri yetersiz kalınca soluk almayı sürdürebilmek için birçok evde insanlar yakınlarını öldürdü. Böyle yaşamaya daha fazla dayanamayanlar ise soluk almaktan vazgeçip, intihar etti, daha fazla parası olanlar ise şehri terk etti?

Bu kokunun sebebini araştırmak üzere birçok yerden bilim adamları gönderildi. Kokunun ne kadar şiddetli olduğunu ölçmek mümkün olmadığından, bilim adamları kokunun insanlar üzerinde bıraktığı fiziksel tahribatı incelemeye başladılar. Vücutlarda oluşan yaralardan örnekler alınarak incelemeler yapıldı. Yapılan incelemeler sonunda o güne kadar bilinmeyen bir virüs çeşidine rastlandı. Bu virüsün çok karışık atıkların bulunduğu yerlerde çoğaldığı gözlendi. Ama şehirdeki kokuya bu virüsün sebep olup olmadığı anlaşılamadı. Kokunun nereden geldiği, neden kaynaklandığı, bulaşıcı olup olmadığı konusunda, herhangi bir sonuç elde edilemedi. Araştırmalar esnasında birçok bilim adamı yaşamını yitirdi. Geriye kalanlar, olanlara bir anlam veremediğinden ümitsizliğe kapıldı. Yapılan tüm araştırmalara son verildi. Araştırmacılar zihinlerinde bir daha kapanmayacak yaralarla ülkelerine geri döndü?


Evlerde aynı günün kokusunu taşıyan takvim yaprakları asılı kalmıştı. Kokunun şehre yayılmaya başlamasından bu yana ne kadar zaman geçtiğinin kimse farkında bile değildi. Herkes tanrının kendilerine verdiği bu belanın sebebini düşünüyordu. Şehirde gün ve gece eksilmelerle karşılanıyor, her günün sonunda geceye dualar ediliyor, günün farklı doğması bekleniyordu?

Sabah bütün şehir büyük bir gürültüyle solumaya başladı günü. Herkes aynı soluk tadıyla pencerenin kenarına koşmuş, büyük bir şaşkınlıkla olanlara bakıyor ve gözlerine inanamıyordu. Bütün bu olanların gerçek mi hayal mi olduğunu kimse kestiremiyordu. Herkes bu felaketten sonra olabilecek bütün tuhaflıklara inanıyor, yinede şaşkın şaşkın etrafına bakınıyordu. Her taraf oksijen tüpüne bağlanmış polisler ve panzerle doluydu. Birkaç polis  Teslim olun bu yaptığınız yasadışı bir eylemdir. Teslim olmamanız halinde üzerinize ateş açılacaktır  diye yazan büyük bir pankartı taşıyordu. Eylemciler bu uyarıyı dikkate almadan pisliklerini içime atma  diye sloganlar atıp yürüyüşlerine devam ediyorlardı. Her adım attıklarında bütün şehir sallanıyor, demir ayaklarının sesleri kulakları zonklatıyordu. Herkes şaşkınlık içinde şehirde bu kadar çok çöp tenekesi olduğunu ilk defa fark ediyordu.


Bütün gün çöp tenekeleri eylemlerine devam etti. Bütün şehir olacakları merakla beklemeye başladı. Ertesi sabah çöp tenekelerinin üzerine ateşler açıldı, panzerlerle ezilmeye çalışıldıysa da bütün bu yapılanlar hiçbir işe yaramadı, bütün müdahaleler geri püskürtüldü. Çatışmalar bir ay boyunca böyle devam etti. Bütün müdahale yöntemleri tükenince son çare olarak çöp tenekeleriyle görüşme kararı alındı. Görüşmeye şehrin en üst düzeydeki görevlileri katılacak ve sorunun ne olduğu ve çözümleri tartışılacaktı.


Ertesi gün toplantı yeri belirlendi. Çöp tenekelerinin başkanı, iki yardımcısı ve üst düzey görevliler bir araya geldi. Üst düzey görevliler oksijene bağlı olduklarından yazılı olarak soru ve cevaplarını sunacaklardı. Önce çöp kutularının neden şehre bu kokuyu yaydıkları ve buda yetmezmiş gibi neden ayaklandıkları ve ne istedikleri soruldu. Çöp kutularının başkanı derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı:

Öncelikle bu kokuları biz değil siz yaydınız. Bütün atıklarınızı içimize doldurup boşaltma zahmetinde bulunmadınız. Yanı başınızdakiler açlıktan ölürken her gördüğünüz şeyi açgözlülükle alıp tüketmeden içimize doldurdunuz. Bütün vücudumuz paslanmaya ve çürümeye başladı, sıcak günlerde yanımızdan geçerken buna nasıl çare bulabilirim diye düşünmek yerine burnunuzu kapatıp, iğrenç bakışlar fırlattınız üzerimize? Aslında şehri asıl kokuya salan sorunlar bunlar da değil. Asıl sorunu öldürdüğünüz insanları gece yarıları ve son zamanlarda güpegündüz içimize atıp kaçmanız oluşturdu. En son çare olarak ta bir araya gelip, bu kadar kirliliği kaldırmamaya suçunuza ortak olmamaya karar verdik. Öldürdüğünüz insanların ne kadar kötü koktuğunu anlamanız için içimizdeki kokuları bütün gücümüzle şehre üfledik. Bunun sonucunda şimdi hepiniz ölü insan kokuyorsunuz ve bu koku dayanılmaz diyorsunuz?

Yarım ağızla gülümseyen çöp tenekesi başkanı katı ve sert bir ses tonu takınarak konuşmasına devam etti:

Çöp tenekesi olmamız her şeyi içimize alıp kabul edeceğimiz ve taşıyacağımız anlamına gelmez, bunu tüm şehre ve özellikle gelecek nesillere öğretmelisiniz. Bizim karışıklığımız sizin karışıklılığınızı ve ne kadar geride kalmış olduğunuzu gösterir? Öncelikle sizlerden istediğimiz şey bütün çöp tenekelerinin görevinin belirlenmesidir. Kimin içine hangi madde ve ne şekilde atılacak, bütün atıklar içimizde çürümeden, zamanında nasıl ve nerede değerlendirilecek? Tabiî ki en önemlisi asla ama asla içimize öldürülmüş bedenler atmayacaksınız, aksi şekilde içimize atılanları şehre üflemeye devam edeceğiz?

Üst düzey görevliler konuşulanları değerlendirmek üzere toplantıyı ertesi gün tekrar görüşmek üzere bitirdi. Kendi aralarında bütün gün ve gece alınacak kararlar için tartışmaya başladılar. Toplantı sonunda bütün çöp tenekelerinin imha edilip yerine yenilerinin konması ve halkın yapılan bu toplantılar hakkında bilgilendirilmemesi gerektiği kararı alındı.

DJ_ONUR
30.05.07 
KIBRIS  www.djonurcan.ile.biz

 

 


DJ_ONUR  
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
 
SITAR GUNDEM  
 
islamiweb.net
 
GAZETELER  
 






 
HOŞGELDINIZ 29424 ziyaretçiDJ_ONUR*****

www.fenerbahceoniki.tr.gg

www.ligtvmac.ile.biz 24 SAAT CANLI HABER SPOR MAGAZIN LIG TV

www.kodbanks.tr.gg

www.ligtvmac.ile.biz 24 SAAT CANLI HABER SPOR MAGAZIN LIG TV

www.kodbanks.tr.gg

www.ligtvmac.ile.biz 24 SAAT HABER SPOR MAGAZIN LIG TV

www.kodbanks.tr.gg

www.ligtvmac.ile.biz
24 SAAT HABER SPOR MAGAZIN LIG TV..
İzlenme: 22372
Toplam: 1754620
2009-2010 sezonunda takimlarimiza basarilar dilereiz...... www.ligtvmac.ile.biz. COPYRIGTS www.ligtvmac.ile.biz ©2009



www.djonurcan.ile.biz

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol